Toplantılarda Kullanabileceğiniz 10 Faydalı İngilizce İfade
Profesyonel ortamlarda toplantılar fikirlerin oluşturulduğu, kararların alındığı ve işbirliklerinin geliştiği potalardır. Bu toplantılarda etkili iletişim sanatında ustalaşmak üretkenlik ve sesinizin duyulmasını sağlamak için çok önemlidir. Bu iletişimin önemli yönlerinden biri düşüncelerinizi açık ve iddialı bir şekilde aktaran ifadelerin kullanılmasıdır. Toplantılarınızı güvenle ve net bir şekilde yönlendirmenize yardımcı olacak on faydalı ifadeyi burada bulabilirsiniz:
"I'd like to piggyback on that point."
- Tanım: Başkası tarafından yapılan önceki bir yorumun üzerine inşa etmek veya onu desteklemek için kullanılır.
- Örnek: "I'd like to piggyback on Sarah's suggestion and emphasize the importance of timely delivery."
"Let's circle back to that later."
- Tanım: Toplantının daha sonraki bir zamanında bir konuyu veya tartışma noktasını tekrar gözden geçirme ihtiyacını belirtir.
- Örnek: "This is an interesting idea, but let's circle back to it later once we've covered the main agenda items."
"To play devil's advocate…"
- Tanım: Genellikle daha fazla tartışmayı veya eleştirel düşünmeyi teşvik etmek için farklı bir bakış açısı veya bakış açısı sunar.
- Örnek: "Just to play devil's advocate, have we considered the potential risks associated with this approach?"
"I'm in full agreement with [Name]'s proposal."
- Tanım: Başkası tarafından yapılan belirli bir öneri veya öneriye tam olarak katıldığınızı ifade eder.
- Örnek: "I'm in full agreement with John's proposal to streamline our onboarding process for new employees."
"Let's take a step back and look at the bigger picture."
- Tanım: Tartışmanın daha geniş bağlamını veya genel hedeflerini dikkate alma ihtiyacını öne sürer.
- Örnek: "Before we dive into the details, let's take a step back and look at the bigger picture to ensure we're aligned with our long-term objectives."
"I'd like to propose a compromise."
- Tanım: Çatışan görüş veya bakış açılarını çözmek için bir orta yol veya alternatif çözüm sunar.
- Örnek: "Instead of choosing between Option A and Option B, I'd like to propose a compromise that incorporates elements from both."
"Could you elaborate on that point?"
- Tanım: Belirli bir yorum veya fikirle ilgili daha fazla açıklama veya ek bilgi talep edilir.
- Örnek: "I found your suggestion intriguing. Could you elaborate on how you envision implementing it in our current workflow?"
"Let's table this discussion for now."
- Tanım: Bir konuyu veya meseleyi daha sonraki bir zamana veya başka bir toplantıya ertelemeyi önerir.
- Örnek: "Given the time constraints, I suggest we table the discussion on marketing strategies and revisit it in our next meeting."
"I'd like to voice a concern about…"
- Tanım: Belirli bir teklife veya eylem planına ilişkin çekincelerinizi veya itirazlarınızı ifade etmenize olanak tanır.
- Örnek: "Before we proceed, I'd like to voice a concern about the potential impact of this decision on our budget."
"In summary, our next steps are…"
- Tanım: Toplantıda tartışılan önemli noktaları özetler ve eylem öğelerini veya takip görevlerini ana hatlarıyla belirtir.
- Örnek: "In summary, our next steps are to finalize the project timeline, assign responsibilities, and schedule a follow-up meeting to review progress."
Bu ifadeleri toplantılarınıza dahil ederek iletişim becerilerinizi geliştirebilir, yapıcı diyaloğu teşvik edebilir ve ekibinizin hedeflerine ulaşmasına etkili bir şekilde katkıda bulunabilirsiniz. Etkili iletişimin yalnızca konuşmakla ilgili olmadığını, aynı zamanda anlamlı sonuçlar elde etmek için meslektaşlarınızı aktif olarak dinlemek ve onlarla etkileşimde bulunmakla da ilgili olduğunu unutmayın.